top of page

İhracat Sorunları ve Hukuki Çözüm

Yurt dışına ihracat yapan bir şirket olarak, uluslararası ticarette karşılaşabileceğiniz olası hukuki sorunlara karşı hazırlıklı olmanız hayati önem taşır. Bu tür sorunlar genellikle sözleşme ihlalleri, ödeme güçlükleri, kalite anlaşmazlıkları, fikri mülkiyet ihlalleri veya gümrük sorunları gibi konularda ortaya çıkabilir. Karşılaşacağınız soruna göre başvurmanız gereken hukuki yollar da farklılık gösterecektir.

İşte olası bir sorunda denemeniz gereken başlıca hukuki yollar:

1. Sorunu Müzakere ve Arabuluculuk Yoluyla Çözmek

Herhangi bir hukuki süreç başlatmadan önce, sorunu karşı tarafla doğrudan müzakere ederek çözmeye çalışmak genellikle en hızlı ve maliyeti en düşük yöntemdir.

  • Doğrudan İletişim: Sorunun detaylarını, beklentilerinizi ve çözüm önerilerinizi açıkça ifade edin. Yazılı iletişim (e-posta, resmi mektup) tercih edin ki ileride delil olarak kullanılabilir olsun.

  • Arabuluculuk (Mediation): Müzakereler sonuç vermezse, tarafsız bir üçüncü taraf olan arabulucu aracılığıyla çözüm arayabilirsiniz. Uluslararası ticarette uzmanlaşmış arabuluculuk merkezleri (örneğin, ICC'nin (Uluslararası Ticaret Odası) arabuluculuk hizmetleri) bu konuda yardımcı olabilir. Arabuluculuk, genellikle mahkeme veya tahkimden daha az maliyetli, daha hızlı ve gizli bir yöntemdir. Varılacak anlaşma, genellikle her iki tarafın da kabul edebileceği esnek çözümler sunar.


2. Tahkim (Arbitration)

Uluslararası ticari sözleşmelerde sıklıkla tercih edilen bir uyuşmazlık çözüm yolu tahkimdir. Tahkim, tarafların, uyuşmazlığın çözümü için bir veya birden fazla hakem (tarafsız uzmanlar) seçtiği ve hakemlerin vereceği kararın bağlayıcı olduğu bir yöntemdir.

  • Sözleşmedeki Tahkim Şartı: Eğer ihracat sözleşmenizde bir tahkim şartı (tahkim klozu) varsa, uyuşmazlık halinde doğrudan tahkim yoluna başvurmanız gerekir. Bu şart genellikle uyuşmazlık halinde hangi tahkim kurallarına (örneğin, ICC Tahkim Kuralları, UNCITRAL Tahkim Kuralları, LCIA Tahkim Kuralları) ve hangi tahkim merkezine (örneğin, Uluslararası Ticaret Odası (ICC), Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi (LCIA), İsviçre Tahkim Merkezi) başvurulacağını belirtir.

  • Avantajları:

    • Uzmanlık: Hakemler genellikle ilgili ticari alanda veya uluslararası hukukta uzman kişilerdir.

    • Gizlilik: Tahkim süreci ve kararları genellikle gizlidir, bu da ticari sırların korunması açısından önemlidir.

    • Kararın İcrası: Tahkim kararları, New York Konvansiyonu'na taraf olan ülkelerin çoğunda kolayca icra edilebilir. Bu, yabancı mahkeme kararlarına göre büyük bir avantajdır.

    • Hız ve Maliyet: Doğru yönetildiğinde mahkeme süreçlerinden daha hızlı ve bazı durumlarda daha az maliyetli olabilir.

  • Dezavantajları: Tahkim ücretleri ve hakem ücretleri yüksek olabilir.


3. Yabancı Mahkemelerde Dava Açmak

Eğer sözleşmenizde tahkim şartı yoksa veya tahkim yoluyla çözüm mümkün olmazsa, uyuşmazlığın doğduğu veya karşı tarafın yerleşik olduğu ülkenin mahkemelerinde dava açma seçeneği gündeme gelebilir.

  • Yetkili Mahkeme: Sözleşmenizde yetkili mahkeme belirtilmişse, o ülkenin mahkemelerine başvurmanız gerekir. Aksi takdirde, genel yetki kuralları (davalı şirket nerede bulunuyorsa veya sözleşme nerede ifa ediliyorsa) uygulanır.

  • Avantajları: Bazı durumlarda mahkeme süreçleri daha az maliyetli olabilir.

  • Dezavantajları:

    • Yabancı Hukuk ve Dil: Yabancı bir hukuk sistemine ve diline maruz kalmak, süreci karmaşık ve maliyetli hale getirebilir.

    • Kararın Tanınması ve Tenfizi: Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye'de veya başka bir ülkede icra edilebilmesi için tanıma ve tenfiz davası açılması gerekir. Bu süreç, tahkim kararlarının icrasından daha zor ve uzun olabilir.

    • Tarafsızlık Endişesi: Yabancı bir mahkemede kendi ülkenizin lehine karar çıkmama riski veya yerel mahkemelerin taraflı davranabileceği endişesi yaşanabilir.


4. Türk Mahkemelerinde Dava Açmak

Uyuşmazlık eğer Türk hukukuna tabi ise ve Türkiye mahkemeleri yetkili ise, kendi ülkenizdeki mahkemelerde dava açma seçeneğiniz de mevcuttur.

  • Avantajları: Kendi hukuk sisteminize ve dilinize hakim olmanız, süreci daha anlaşılır kılar.

  • Dezavantajları: Türk mahkemelerinin vereceği kararın, yurt dışındaki karşı taraf aleyhine icra edilebilmesi için yine ilgili yabancı ülkede tanıma ve tenfiz davası açmanız gerekecektir. Bu, tahsilat sürecini uzatabilir ve zorlaştırabilir.


5. Ticari Alacak Sigortası veya Teminat Mekanizmaları

Aslında bir hukuki çözüm yolu olmaktan ziyade, olası sorunları minimize eden veya zararı karşılayan bir yöntemdir:

  • Ticari Alacak Sigortası: İhracat yapmadan önce, alacaklarınızın tahsil edilememesi riskine karşı ticari alacak sigortası yaptırmayı düşünebilirsiniz. Bu sigorta, karşı tarafın iflas etmesi veya ödeme yapmaması durumunda, zararın belli bir kısmını karşılar.

  • Banka Teminatları (Akreditif, Teminat Mektubu): Ödeme risklerini azaltmak için uluslararası ticarette akreditif (Letter of Credit - LC) veya teminat mektubu gibi banka teminatı yöntemlerini kullanın. Bu, ödemenin garantör banka üzerinden yapılmasını sağlar ve alıcı ödeme yapmasa dahi bankanın ödeme yükümlülüğü doğar.


Hukuki Yola Başvurmadan Önce ve Sonrası İçin Önemli Tavsiyeler:
  1. Sözleşmenin Önemi: Uluslararası ticarette, detaylı ve açık bir sözleşme hazırlamak hayati önem taşır. Sözleşmede;

    • Uygulanacak hukuk (Türk Hukuku, Satış Sözleşmeleri için Viyana Sözleşmesi - CISG vb.),

    • Uyuşmazlık çözüm yolu (tahkim mi, mahkeme mi, hangi tahkim kuralları/merkezi/mahkeme),

    • Ödeme şartları, teslim şartları (Incoterms),

    • Garanti ve sorumluluklar,

    • Gizlilik maddeleri gibi hususlar açıkça belirtilmelidir.

  2. Delillerin Toplanması: Herhangi bir sorun oluştuğunda, tüm iletişimi (e-postalar, yazışmalar, toplantı tutanakları), sipariş belgelerini, sevkiyat belgelerini, ödeme dekontlarını, kalite kontrol raporlarını ve diğer tüm ilgili belgeleri düzenli bir şekilde saklayın. Bu belgeler, olası bir hukuki süreçte en önemli delilleriniz olacaktır.

İhracat sırasında param ödenmedi nereye başvurmalıyım?

Yurt dışına yaptığınız ihracatın bedelini tahsil edememeniz, uluslararası ticarette sıkça karşılaşılan ve oldukça can sıkıcı bir durumdur. Bu sorunu çözmek için atabileceğiniz adımlar ve başvurmanız gereken hukuki yollar, durumun detaylarına, sözleşmenizin içeriğine ve karşı tarafın bulunduğu ülkeye göre değişir.


1. Durumu Değerlendirme ve Hazırlık Aşaması

Hukuki bir sürece başlamadan önce şu soruları yanıtlayarak hazırlık yapmanız çok önemlidir:

  • Sözleşmenizde ne yazıyor? En kritik belge ihracat sözleşmenizdir.

    • Uygulanacak Hukuk (Choice of Law): Hangi ülkenin hukuku uygulanacak? Türk hukuku mu, alıcı ülkenin hukuku mu, yoksa Viyana Satış Sözleşmesi (CISG) mi? (Türkiye ve birçok ülke CISG'ye taraftır ve uluslararası mal satışlarında genellikle CISG uygulanır, aksi belirtilmedikçe.)

    • Uyuşmazlık Çözüm Mekanizması (Dispute Resolution Clause): Sözleşmede tahkim (arbitration) şartı var mı? Varsa hangi tahkim merkezi (ICC, LCIA, ISTAC vb.) ve hangi kurallar uygulanacak? Yoksa hangi ülkenin mahkemeleri yetkili kılınmış?

    • Ödeme Şekli: Akreditif (L/C), vesaik mukabili, mal mukabili, peşin ödeme gibi hangi ödeme yöntemi kararlaştırılmıştı? Ödeme şekli, alacağın tahsilatında izlenecek yolu önemli ölçüde etkiler.

  • Kanıtlarınız Neler? Tüm yazışmalar (e-postalar, WhatsApp/mesajlaşma kayıtları), sözleşme, faturalar, sevk irsaliyeleri, konşimentolar, gümrük beyannameleri, kalite belgeleri gibi tüm belgeleri eksiksiz toplayın.

  • Alıcının Durumu: Alıcı şirketin finansal durumu, ticari itibarı ve bulunduğu ülkedeki hukuki süreçler hakkında araştırma yapın.

  • Yurda Getirme Yükümlülüğü: Türkiye'deki mevzuat gereği ihracat bedellerinin belli bir süre içinde (genellikle 180 gün) yurda getirilmesi zorunluluğu vardır. Bu yükümlülüğü yerine getiremediğinizde, Merkez Bankası ve Vergi Dairesi tarafından size idari para cezası uygulanabilir. Bu nedenle, alacağınızı tahsil edemediğinizi ilgili mercilere bildirmeniz ve gerekirse ek süre talep etmeniz önemlidir. Bankanız bu konuda size bilgi verecektir.


2. Hukuki Yollar ve Başvuru Yerleri

Paramızı alamadığınızda izleyebileceğiniz hukuki yollar, sözleşmenizin hükümlerine ve karşı tarafın bulunduğu ülkeye göre değişir:


A. Dostane Çözüm ve Müzakereler

Her hukuki süreci başlatmadan önce, sorunu karşı taraf şirketle doğrudan iletişim kurarak ve müzakere ederek çözmeye çalışmak her zaman ilk adımdır.

  • Resmi İhtarname: Yasal süreci başlatmadan önce, karşı tarafa ödenmeyen borcu ve faizini belirten, ödeme için makul bir süre tanıyan resmi bir ihtarname gönderin. Bu ihtarname, sorunu yasal zemine taşıdığınızı ve ciddiyetinizi gösterir. İhtarnamenin uluslararası geçerliliği için tercüme edilmesi ve gerektiğinde noter veya konsolosluk onayı alınması faydalı olabilir.


B. Arabuluculuk (Mediation)

Müzakereler sonuç vermezse, arabuluculuk iyi bir alternatiftir.

  • Başvuru Yeri: Uluslararası alanda tanınmış arabuluculuk merkezleri (örn. ICC (Uluslararası Ticaret Odası) Arabuluculuk Hizmetleri) veya tarafların anlaştığı bağımsız bir arabulucu aracılığıyla süreç yürütülebilir.

  • Avantajları: Genellikle mahkeme veya tahkimden daha hızlı, daha az maliyetli ve gizlidir. Taraflar arası ilişkilerin tamamen kopmamasını sağlayabilir.


C. Tahkim (Arbitration)

Eğer sözleşmenizde tahkim şartı varsa, bu en yaygın ve genellikle en etkili yoldur.

  • Başvuru Yeri (Tahkim Merkezleri): Sözleşmede belirtilen tahkim merkezine (örneğin: ICC Uluslararası Tahkim Divanı (Paris), LCIA (Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi), ISTAC (İstanbul Tahkim Merkezi), SIAC (Singapur Uluslararası Tahkim Merkezi) vb.) başvurulur. Tahkim merkezinin kurallarına göre bir veya üç hakemden oluşan bir hakem heyeti atanır.

  • Süreç: Hakem heyeti, tarafların delillerini ve iddialarını dinler, sözleşmeye ve uygulanacak hukuka göre bir tahkim kararı verir.

  • Avantajları: Tahkim kararları, New York Konvansiyonu'na taraf olan ülkelerin çoğunda doğrudan icra edilebilir. Bu, uluslararası alacak tahsilatında büyük bir kolaylık sağlar. Ayrıca hakemler genellikle ticari konuda uzman kişilerdir ve süreç daha esnek ve gizli yürüyebilir.


D. Mahkeme Yolu (Litigation)

Sözleşmenizde tahkim şartı yoksa veya tahkim yoluyla sonuç alınamazsa, mahkeme yoluyla dava açma seçeneği değerlendirilir.

  • Başvuru Yeri:

    • Yabancı Ülke Mahkemeleri: Alıcının bulunduğu ülkedeki yetkili mahkemelerde dava açmanız gerekebilir. Bu durumda o ülkenin hukuk sistemi ve diline hâkim bir avukatla çalışmanız zorunludur.

    • Türk Mahkemeleri: Eğer sözleşmenizde Türk mahkemeleri yetkili kılınmışsa veya uluslararası yetki kurallarına göre Türk mahkemeleri yetkili ise (örneğin, alıcının Türkiye'de varlığı, sözleşmenin Türkiye'de ifa edilmesi vb.), Türkiye'de dava açabilirsiniz. Ticari alacaklar için genellikle Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir.

  • Dezavantajları: Yabancı mahkemede dava açmak karmaşık, uzun ve maliyetli olabilir. Türk mahkemelerinden alacağınız bir kararın yabancı ülkede icra edilebilmesi için ise "tanıma ve tenfiz davası" açmanız gerekir ki bu da ayrı bir hukuki süreç ve zaman kaybı demektir.


E. İcra Takibi (Türkiye İçin)

Eğer alıcının Türkiye'de bir mal varlığı veya şubesi varsa, Türk mahkemelerinden alınmış bir karar veya tahkim kararının Türkiye'de icrası için icra takibi başlatabilirsiniz.

  • Başvuru Yeri: İcra Daireleri.

  • Süreç: İcra takibi başlatılır, borçluya ödeme emri gönderilir. Borçlu itiraz etmezse takip kesinleşir ve haciz işlemleri yapılabilir. Borçlu itiraz ederse, itirazın kaldırılması veya iptali için dava açmanız gerekebilir.

İhracat yaptığım ülkede mallarım gümrükten geçmedi, zararımı kim karşılayacak ?

İhracatını yaptığınız malların yurt dışındaki gümrükten geçmemesi, uluslararası ticarette karşılaşılabilen önemli bir sorundur ve ciddi zararlara yol açabilir. Bu zararı kimin karşılayacağı, durumun temel nedenine, sözleşme hükümlerine ve kullanılan teslim şekline (INCOTERMS) göre belirlenir.


Zararı Kim Karşılayacak? Temel Belirleyici Faktörler

Zararın karşılanmasında belirleyici olan unsurlar şunlardır:

  1. Gümrükten Geçememe Nedeni: Malların neden gümrükten geçmediği, sorumlunun tespiti açısından kilit noktadır.

    • İthalatçıdan Kaynaklı Nedenler:

      • Alıcının ilgili ülkedeki ithalat mevzuatına uymaması (izinler, lisanslar eksikliği).

      • Alıcının gerekli ithalat vergilerini veya gümrük harçlarını ödememesi.

      • Alıcının ülkesindeki ithalat kotalarına takılması.

      • Alıcının verdiği yanlış veya eksik bilgi.

    • İhracatçıdan Kaynaklı Nedenler:

      • Ürünlerin ithalatçı ülkenin standartlarına, teknik düzenlemelerine veya sağlık/güvenlik gerekliliklerine uymaması (örneğin, gerekli sertifikaların olmaması, içerik kısıtlamaları).

      • İhracatçının sevk evraklarında (fatura, çeki listesi, menşe şahadetnamesi vb.) eksiklik, yanlışlık veya hata yapması.

      • İhracatçıdan kaynaklı eksik veya hatalı etiketleme/paketleme.

      • İhracatçı ülkenin kendi ihracat yasaklarına takılması (çok nadir).

    • Nakliyeciden/Taşıyıcıdan Kaynaklı Nedenler:

      • Nakliyecinin evrakta hata yapması.

      • Nakliyecinin malları gümrük kurallarına aykırı taşıması veya depolaması.

    • Dışsal ve Mücbir Sebep Nedenler:

      • İthalatçı ülkenin mevzuatında ani ve öngörülemeyen bir değişiklik yapması.

      • Siyasi olaylar, savaş, ambargo gibi mücbir sebep halleri.

  2. Ticari Satış Sözleşmesi ve INCOTERMS:

    • İhracat sözleşmeniz, tarafların sorumluluklarını ve riskin ne zaman ve nerede geçtiğini açıkça belirtmelidir.

    • INCOTERMS (Uluslararası Ticaret Terimleri): Sözleşmede belirlenen INCOTERMS terimi (örneğin, EXW, FOB, CIF, DDP vb.), malların hasar ve kayıp riski ile maliyetlerinin alıcıdan satıcıya ne zaman ve nerede geçtiğini net bir şekilde ortaya koyar.

      • Örneğin, DDP (Delivered Duty Paid - Gümrük Vergileri Ödenmiş Teslim): Bu durumda satıcı (ihracatçı), malları alıcı ülkedeki belirlenen yere kadar tüm masrafları ve riskleri (gümrük vergileri dahil) üstlenerek teslim etmekle yükümlüdür. Eğer mallar DDP teslimde gümrükten geçmezse ve neden satıcıdan kaynaklanmıyorsa dahi, satıcı çözüm bulmak veya zararını karşılamak zorunda kalabilir. Ancak genellikle satıcı kaynaklı bir sorun yoksa masraflar alıcıya fatura edilebilir.

      • Örneğin, FOB (Free On Board): Satıcı, malları belirlenen sevk limanında gemiye yüklediği anda riski ve masrafları alıcıya devreder. Mallar gemiye yüklendikten sonra gümrükte bir sorun çıkarsa, sorumluluk genellikle alıcının üzerindedir. Ancak, gümrükten geçememe nedeni, satıcının hatalı belge düzenlemesi gibi bir durumdan kaynaklanıyorsa, sorumluluk tekrar satıcıya geçebilir.

      • Örneğin, EXW (Ex Works): Satıcı, malları kendi tesisinde alıcının tasarrufuna bıraktığı anda tüm sorumluluk ve risk alıcıya geçer. Malların gümrükten geçememesi durumunda sorumluluk büyük ölçüde alıcıdadır.

Zararınızı Kim Karşılayacak ve Nereye Başvurmalısınız?
  1. Gümrükten Geçememe Nedeni Size (İhracatçıya) Aitse:

    • Zararı siz karşılamak zorunda kalırsınız. Bu, iade masrafları, depolama ücretleri, ek gümrük vergileri veya imha masraflarını içerebilir.

    • Bu durumda yapabileceğiniz tek şey, zararı minimize etmek için hızlıca aksiyon almak (ürünü iade almak, başka bir alıcıya yönlendirmek veya imha etmek) ve gelecekte benzer hataları yapmamak adına süreçlerinizi gözden geçirmektir.

  2. Gümrükten Geçememe Nedeni Alıcıya (İthalatçıya) Aitse:

    • Zararı alıcı karşılamalıdır. Alıcı, sözleşmeye ve INCOTERMS hükümlerine göre malları teslim almak ve gümrük işlemlerini tamamlamakla yükümlüdür.

    • Başvuru: Bu durumda alıcıya karşı alacağınız bedel ve uğradığınız ek masraflar (demuraj, depolama, iade nakliye vb.) için hukuki yollara başvurmanız gerekir. (Önceki yanıtta detaylıca belirtildiği üzere):

      • İhtarname: Öncelikle alıcıya resmi bir ihtarname çekerek ödeme ve/veya masrafların karşılanmasını talep edin.

      • Arabuluculuk: Anlaşma sağlanamazsa arabuluculuk yolunu deneyin.

      • Tahkim: Eğer sözleşmenizde tahkim şartı varsa, belirlenen tahkim merkezine (örn. ICC, ISTAC) başvurun.

      • Mahkeme Yolu: Sözleşmede tahkim yoksa, sözleşmede belirtilen yetkili mahkemelerde veya uluslararası yetki kurallarına göre uygun mahkemelerde (yabancı ülke veya Türk Mahkemeleri) dava açın.

  3. Gümrükten Geçememe Nedeni Nakliyeciden Kaynaklanıyorsa:

    • Zararı nakliyeci karşılamalıdır. Nakliyecinin hatası nedeniyle (evrak eksikliği, yanlış beyan, taşıma kurallarına aykırılık vb.) mallar gümrükten geçmediyse, nakliyecinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluğu doğar.

    • Başvuru: Nakliyeci firmaya karşı tazminat davası açabilirsiniz. Bu tür davalar genellikle taşıma sözleşmesinin hükümlerine ve uluslararası taşıma kurallarına (örneğin, denizyolu için Lahey-Visby Kuralları, karayolu için CMR Konvansiyonu) tabidir.

  4. Dışsal ve Mücbir Sebep Nedenler:

    • Bu durumda sorumluluk genellikle taraflardan birine yüklenemez. Sözleşmenizde mücbir sebep (force majeure) maddesi varsa, bu maddeye göre hareket edilir. Sözleşme feshedilebilir ve taraflar zararlarını kendileri karşılamak zorunda kalabilir veya oluşan ek masraflar paylaştırılabilir.

    • Başvuru: Eğer sözleşmede bu durum açıkça belirtilmediyse veya ihtilaf yaşanıyorsa, yine sözleşmedeki uyuşmazlık çözüm mekanizmalarına (tahkim veya mahkeme) başvurulur.

İlk Atmanız Gereken Adımlar:
  1. Nedeni Tespit Edin: Gümrük idaresinden veya alıcıdan, malların neden gümrükten çekilemediğini yazılı ve resmi olarak öğrenin. Bu belge, sorumluluğun kimde olduğunu belirlemede en önemli kanıttır.

  2. Sözleşmenizi İnceleyin: Satış sözleşmenizi ve özellikle INCOTERMS terimini, ödeme ve risk transferi maddelerini dikkatlice okuyun.

  3. Delilleri Toplayın: Tüm ticari yazışmalarınızı, belgelerinizi (fatura, çeki listesi, konşimento, sertifikalar, gümrük beyannameleri vb.) eksiksiz bir araya getirin.

  4. Zararınızı Belirleyin: Gümrükte bekleme, depolama, geri nakliye, imha, cezalar gibi oluşan tüm ek masrafları belgeleyin ve toplam zararınızı hesaplayın.

  5. Bankanızla İletişim: İhracat bedellerinin yurda getirilmesi yükümlülüğünüz olduğu için, durumu bankanıza bildirin ve Merkez Bankası'na bildirim yükümlülüğünüz olup olmadığını, ek süre talep edip edemeyeceğinizi öğrenin.


    UYARI !!

    Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Muhammed Emre CEBECİ'ye aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.



    Av.Muhammed Emre CEBECİ
    Av.Muhammed Emre CEBECİ

 
 
 

Comments


bottom of page