top of page

10 Yaşındaki Bir Çocuğun Tanık Olarak Dinlenilmesi ve İdrak Yaşı


ree



Çocukların tanık olarak dinlenilmesi, özellikle aile hukuku, ceza hukuku ve tazminat davalarında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ancak, çocuğun yaşı ve olayı anlama ve anlatma kapasitesi, tanıklığın geçerliliği açısından önemli bir rol oynar. Bu yazıda, 10 yaşındaki bir çocuğun tanık olarak dinlenilip dinlenemeyeceği, dinlenme sürecinde nelere dikkat edilmesi gerektiği ve hukuktaki idrak yaşı kavramı detaylı bir şekilde incelenecektir.

Çocukların Tanık Olarak Dinlenilmesi

Türk Hukuk Sisteminde, yaşına bakılmaksızın, olayları algılayıp anlatabilecek durumda olan herkes tanık olarak dinlenebilir. Ancak, çocukların tanıklığı özel bir durumdur. Çünkü çocuklar, yetişkinlere göre olayları farklı algılayabilir ve anlatabilirler. Bu nedenle, çocukların tanıklığı sırasında bazı hususlara dikkat edilmesi gerekir.

İdrak Yaşı Nedir?

İdrak yaşı, bir kişinin bir olayın önemini anlayabilecek, doğru ve eksiksiz bir ifade verebilecek olgunluğa erişmiş olması anlamına gelir. Hukukta kesin bir idrak yaşı belirtilmemiş olmakla birlikte, genellikle 15 yaş altı çocuklar için bu durumun değerlendirilmesi gerekir.

10 Yaşındaki Bir Çocuğun Tanık Olarak Dinlenilmesi

10 yaşındaki bir çocuğun tanık olarak dinlenip dinlenemeyeceği, çocuğun olayın önemini anlayıp anlamadığına, olayı doğru ve eksiksiz anlatıp anlatamadığına bağlıdır. Eğer çocuk, olayı anlattığı sırada tutarlı, güvenilir ve olaylarla ilgili detaylı bilgiler verebiliyorsa, tanık olarak dinlenebilir.

Çocuk Tanıkların Dinlenmesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
  • Çocuğun Rahatlığı: Çocuk, gergin ve korku dolu bir ortamda doğru ifade veremeyebilir. Bu nedenle, dinleme sırasında çocuğun rahatlaması için çaba gösterilmelidir.

  • Basit Dil: Çocuklara karmaşık sorular sorulmamalı, basit ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır.

  • Önyargısız Sorular: Çocuğa önyargılı veya yönlendirici sorular sorulmamalıdır. Çocuk kendi ifadesini serbestçe sunabilmelidir.

  • Uzman Yardımı: Gerekli durumlarda, çocuk psikologu gibi uzmanlardan destek alınabilir.

  • Görüntü ve Ses Kaydı: Çocuğun ifadesi, görüntü ve ses kaydı ile belgelenebilir.

  • Kapalı Kapılar Ardında Dinleme: Çocuğun psikolojisi korunmak amacıyla, dinleme işlemi kapalı kapılar ardında yapılabilir.

Hukuki Sonuçlar

Çocukların tanıklığı, diğer tanıkların tanıklığı gibi değerlendirilir. Ancak, çocuğun yaşı ve ifade verme şekli göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılır. Eğer mahkeme, çocuğun ifadesinin güvenilir olduğuna karar verirse, bu ifade kararın verilmesinde önemli bir rol oynayabilir.

Sonuç

10 yaşındaki bir çocuğun tanık olarak dinlenip dinlenemeyeceği, çocuğun bireysel özelliklerine ve olayla ilgili bilgi sahibi olma durumuna göre değişir. Çocukların tanıklığı, özel bir hassasiyet gerektiren bir konudur. Bu nedenle, çocukların ifadeleri dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli ve çocukların psikolojisi korunmalıdır.


Ek Bilgiler:
  • Çocukların tanıklığına ilişkin düzenlemeler, Türk Ceza Muhakemesi Kanunu ve Türk Medeni Kanunu'nda yer almaktadır.

  • Çocukların tanıklığı, özellikle cinsel istismar davalarında sıkça karşılaşılan bir durumdur.

  • Çocukların ifadelerinin güvenilirliği, diğer delillerle birlikte değerlendirilmelidir.


Küçük Çocukların Tanık Olarak Dinlenmesinde Pedagog Zorunluluğu

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), küçük çocukların tanık olarak dinlenmesi durumunda, özellikle de cinsel suçlarda mağdur olan çocukların ifadelerinin alınmasında bazı özel düzenlemeler getirmiştir. Ancak, pedagogun zorunlu olması gibi genel bir kural bulunmamaktadır.

HMK’da Çocuk Tanıklığı

HMK, çocukların özel durumlarını göz önünde bulundurarak, onların ifadelerinin güvenilirliği ve psikolojik durumlarının korunması için çeşitli tedbirler öngörmektedir. Bu tedbirler arasında;

  • Özel Ortamda Dinleme: Çocukların, özellikle cinsel suç mağduru olması durumunda, ifadeleri özel bir ortamda ve uzmanlar eşliğinde alınır.

  • Tekrarlı Dinleme Yasağı: Çocuğun psikolojisi bozulmaması için, aynı suçla ilgili olarak bir defadan fazla dinlenmesi kural olarak yasaktır.

  • Görüntü ve Ses Kaydı: Çocuğun ifadesi, görüntü ve ses kaydı ile belgelenir.

  • Uzman Desteği: İfade alma sırasında, psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulabilir.

Pedagog Zorunluluğu Var mı?

HMK, ifade alma sırasında uzman bulundurulmasını öngörse de, bu uzmanın mutlaka pedagog olması gerekmez. Psikolog, psikiyatrist veya çocuk gelişim uzmanı gibi diğer alanlarda uzmanlaşmış kişiler de bu görevi üstlenebilir.

Pedagogun Zorunlu Olmamasının Nedenleri:
  • Uzman Çeşitliliği: Çocuğun yaşadığı olaya ve psikolojik durumuna göre farklı uzmanlık alanlarına ihtiyaç duyulabilir.

  • Uzman Bulma Zorluğu: Her mahkemede her branştan uzman bulundurmak mümkün olmayabilir.

  • Maliyet: Uzmanların görevlendirilmesi, yargılama masraflarını artırabilir.

Pedagogun Önemi:

Pedagoglar, çocukların gelişim özellikleri, iletişim becerileri ve psikolojisi konusunda uzmanlaşmış kişilerdir. Bu nedenle, özellikle cinsel istismar gibi travmatik olaylara maruz kalmış çocukların ifadelerinin alınmasında pedagogların katkıları oldukça önemlidir. Pedagoglar, çocuklarla daha etkili iletişim kurabilir, çocukların ifadelerini daha doğru bir şekilde değerlendirebilir ve çocukların psikolojik durumlarını koruyabilirler.

Sonuç

HMK, çocukların tanıklığı konusunda önemli düzenlemeler içermektedir. Ancak, pedagogun zorunlu olması gibi katı bir kural bulunmamaktadır. İfade alma sırasında hangi uzmanın görevlendirileceği, çocuğun yaşına, yaşadığı olayın türüne ve psikolojik durumuna göre hakim tarafından belirlenir.

Özetle, pedagog, çocukların ifadelerinin alınmasında önemli bir rol oynayabilir ancak zorunlu değildir. Amacımız, çocukların haklarını koruyarak, adaletin sağlanmasıdır.



ree

 
 
 

Yorumlar


bottom of page